Kısa öz geçmişim

Baktım herkes kitap yazıyor, ben de şiir yazmak istedim...
büyük adam olamadım ama "Halimce Bedreddinem"

Pazartesi, Nisan 27, 2020

ruhibey


O zamanlar Jakoben bir şairdir ruhibey
yüzünde sınıfının uygar hatları
gözleri naif ve heyecanlıdır
ruhibey biraz da utangaçtır doğrusu
kuş ölüleri ve antenler çağında
kendini aramaktadır
ve kayıp devrimi…
Tarih ruhibey’den öncedir
serpilip göğermiş ahlat
boy vermiş gölgesinde milat
meydanlarda doğu heykelleri yıkılırken bir bir
buğdayı görmş ruhibey
güneşin rahminde başağa durmuş
umudu görmüş
insanın elinde yaşama durmuş
Hayır, malum son değildi bu
geçici bir zaman dilimi sadece
ve çarçabuk düşecek takvimlerden
gelecek-
-se
    henüz çok belirsiz
...
-yaşam
    dedi ruhibey
        karıncanın arayışıdır
           suyun kıskıvrak sızdığı
binlerce saman alevinden sonra
bakır ve kömürün teşebbüs ettiğidir
...
Tarih öyle bir uğraktadır ki
davul tokmağından kaçar
sadrazam pelerinini yadsır
haritada bazı şehirler düşerken
dükler, düşesler
kazaskerler saraya döner, kutsal sığınaklarına
ayaklanır doğuda bir yoksul
                 bir naif
                  bir başına celali
üstelik dokunaklı bir güldürünün kıyısındadır
                           Bab-ı Ali
ne ki, evren acemi bir ustalık işi!
rasgele bir yeryüzü olayına
tanıklık edip
başka evrenlere iz düşmüştür
ruhibey ise kalbinin izindedir
          evrenin bilincinde
...
Fakat bitmedi arayış
hiçbir sözcük yerini bulmadı daha
metal bir uygarlığın ortasında
grileşen bellek
     eriyen zaman
ve çelebi gözlükleriyle
     bu döngünün içindedir insan
-Atlarımız
dedi ruhibey
tanrıların rivayetinden büyüktür
                       atlarımız

ve uygarlığımız
     karıncanın geçtiği patikadan
varacaktır zafere
bir kuşun tüneği olacak yurdumuz
tarih bunu anlatır durmadan bize
yaşam bunu öğütler
biz yaparız


2 yorum: