Kısa öz geçmişim

Baktım herkes kitap yazıyor, ben de şiir yazmak istedim...
büyük adam olamadım ama "Halimce Bedreddinem"

Salı, Nisan 14, 2015

HOŞ GELDİN EY HAYAT!


Parkasında eski bir zaman şiiri taşırdı  benim bildiğim suphi
Dağılmış saçlarının perçeminde bir bahar akşamı
Karıncanın bunca zaman sonra uyanmasına sevindi
Balkonda insanın insana açlığına
Yaşlandı mı umut?
Erken mi yoruldu gün ışığı?
Bu dünya ne kadınlar doğurdu
biliyor musunuz?
Bu atlar ne fevkaladedir!
Çoğunu dizgineleyemez tanrı bile
Hasılı, mahpus değilse Suphi
Ve ay ışığı sıyrılmışsa
bulutlarından gecekonduların
Yani tabiat uyanmış,
kapıya dayanmışsa kokusu özgürlüğün
Hoşgeldin ey hayat!
Hoş geldin onun yaşlı abisi umut!
Gidecek yerin var mı?
Kimin kimsen
...



Herkes kadar kendine sürgündü benim bildiğim suphi
Bir köy kahvesinin önünden geçerken
Taşralı çocukları vardı eteklerinde
Kitapları
Ve her defasında sayfanın kıyısına özensizce düşülmüş bir şiir 
Ve her zamanki uykusundan
erken uyandırılmış
bir güvercin huysuzluğu belki de...
Akşama kalmaz geçer bu dalgınlık
Biri gelir suskunluğu yırtar ucundan
Akşam sefasına oturur
Umut işçilerinden konuşurlar
"Bu meclisler
      bu soytarılar"
           der. 
"hatta vadesi gelmemiş isyan
     Ayaklanmamış çile
          Düşlenmemiş umut!"
"Bizde
Saraylar
gündüzden
basılmak içindir
mösyö!"
Yani senin anlayacağın
mahpus değilse Suphi!
Ve ay ışığı sıyrılmışsa
bulutlarından gecekonduların
yani tabiat uyanmış
kapıya dayanmışsa kokusu özgürlüğün
Hoş geldin ey hayat!
Hoş geldin gencecik isyan!
Bütün kıyılar senin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder