Bunca zamandan sonra
duvarda eski bir yazı kalır
Bütün gök
Yıldız ve bulut
Hepsi milattan önceydi
Bir ırmağa eğilip
Kayıtsızca suretini izleyen
geyik
Gögsünden yaralanmış bir
turna
Kırk ikinci meridyenden
havalanıp
Dicle önünde vurulan
güvercin
Ve bütün bunlar
hiç olmamış gibi
O gece tüneğinde sessizce
uyuyakalan baykuş
Gök, yıldız ve bulut...
Hepsi İsa’dan önceydi
Ve orada bekliyorlardı
Kandillerin yakıldığı ovada
...
Sonra yer yer buluşup
yağmuru getirdi
Hava, nem ve sıcak dalga
Atmosferin bu hali
Yenilmeden önce atlı
muhafızların
Ganimet düşünü andırıyordu
Fakat bu bekleyiş yağmurdan
önceydi
Ve başka yerlerde
Adem’in gelmesini
bekleyenler de vardı
...
İşte, bu çaresiz zamanların
birinde
Duvarda bir resim gördü taş
ustaları
İki yağmur ötede
Ayaklanmış vaziyette
Bir geyik sürüsü gördüler
ilkin
Sonra
Bütün çağdaşları gibi
kızının elinden tutmuş bir
kral
ve nihayet
ayaklarına dek zırhlar
içinde
korkak bir muhafız alayı
Nerden mi çıkarıyorum
korktuklarını?
Gözünü de işleseydi duvara
nakkaş
Siz de anlardınız çarçabuk
korktuklarını
Kanıksardınız hatta benim
gibi
Yerin dibine batardınız
İsa’dan önce...
...
Ne diyordu Yunus!
Ey tanrı!
Ey Adem’in kardeşi
Yunanistan!
Ve ey hüküm!
Ey kanlar içinde Doğu!
Yakın doğu
Dargın doğu
Ve siz ey tarih severler
Gerçekten,
Herhangi birşeyden bahsetti
mi Yunus
İntihar etmeden önce
...
Muhafızların ellerinde
Yaygın avcı aletleri de
görmüş nakkaşın biri
Demek ki taşı yontalı beri
zaman geçti
Ve şayet güvercin zamanında
yetişseydi
Ve bu kadar çabuk pes
etmeseydi Yunus
İntihar etmeyecekti böyle
çarçabuk
Böylelikle manayı aramayacaktı
Duvar bilim
Köken bilim
Acı bilim
...
Sahi prometheus’un şehrinde
esir düşen Musa nerdedir
şimdi?
İzdüşüm
...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder