Geniş bir ağızdan evrene
bakıyoruz
Kozmik bir beherde
kimya dizilir
Dünya şunun
şurasında
dinozor
çağında bir çocuk hala
Meteorlar
ve
akşamüstleri birkaç bin yıldızla
çağımızın kalbine yürüyoruz
Nesne kadar bir
kırıntıdır insan
Sınırlı bellek ve
sonsuz zeytin ağaçları
…derken gölgemi buluyorum
patikada
Çelimsiz bir atı eyerinden
tanıyorum
Bulut bulut bir
kıtaya varıyorum
Ellerimi onarıyorum
ve göğümü
Birazcık daha zaman!
Ve nihayet
gülüşünü
buluyorum çok sonraları
bir içim serinlik
Güneş mi doğdu
mağarama
Yoksa yıldızlar mı
geçti üstümüzden,
anımsamıyorum
fakat çarçabuk ağlar
ördüm
zaman yitmesin diye
ağlar
ördüm gelişigüzel
ve habire orantısız…
kısacık bir boşluk
kaldı aramızda
bir çağ kadar
kısacık ve medeni
onu yakıştırdım
yüzüme
giyindim ve örttüm
telaşımı
…
İşte... ben
Binyıl sonra
Ruhibey!
Ateş ve geyik
sürülerini evcilleştirdim
Denizin göğünde
masmavi bir atlas ördüm
Binyıl sonra
Gecikmiş bir sevinç
buldum göğsünde
Kavuşmayı öğrendi
ellerim
Ve hemencecik
yitirmeyi
Sonrası boşluk
…
Yine çok güzel kelimeler:)
YanıtlaSil