öyküler vardır
bilinir
ama çoğalmaz
sesin bir kayaya
çarpıp
___yok olması gibi
ya da suyun derine
doğru sızması
fakat ben,
şimdi çiçekli bir
yoldan
sana geliyorum
sonsuz bir gün
batımının hüküm sürdüğü
çöllerden
acemi
mayıs güllerine
dağlara doğru bir iyimserlik
çöküyor
yenileniyor tabiat
saçaklardan yağmur
sızıyor toprağa
incecik bir detay bu
ömrümüzün
orta yerinde
…
Saçların, hatırladım
deniz gibiydi saçların
tarayınca
karaparçalarıma değin uzadı
sonra dağıldı
çarçabuk kum taneleri gibi
hiç yokken bir
serinlik ağustos ortasında
sonrası malum bir
tedbirsizlik
ellerin üşüdü
omuzlarımda
alıp kendime
sakladım günlerce
birine sırrımı
işledim
öbüründe belirsiz
bir zaman sarkacı
…
Bu dünya
binlerce
nehir
sayısız dağ
ve kanepeler
bizsevişelimdiyevar,
malum
gerisi yok
hükmündedir,malum
yollar, gök gürültüsü
ve
su yatakları, malum
her balık kendi
döngüsünde, malum
üstelik ben şimdi
sana geliyorum
çiçekli bir yoldan
ve dört nala
saatler can
sıkıntısı
saatler aceleci
dünyanın orta yerinde
bir
sağanak bastırıyor,
oracıkta ıslanıyorum
bi güzel
yaşım müsait
ağırdan alıyorum
yaşamayı
sen, ey! hangi dağın
ceylanı
sen, ey! böyle
hırçın
ve bir yanı nikbinlik
yüzyıl kımıldamadan
yaşadım muhittinde
__yaşadım!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder